Tokat’ın merkeze bağlı köylerinden biri olan Günçalı’daki Çal Baba Ormanı, köylüler tarafından kutsal olarak kabul ediliyor. Eski adı Dinar olan köyün sırtını yasladığı ormandan tek bir kuru dalı bile alıp götürmeyen köylüler Cem törenlerini de bu ormanda yapıyor. Ormandaki her ağaç bir ailenin evi olarak görülüyor ve kimse ağaçlara zarar vermiyor.
Gazeteci Yusuf yavuzun haberine göre Çal Baba Ormanı’nı da kapsayan bölgede maden arama izni verilmesi başta Günçalılar olmak üzere yöredeki köylülerin tepkisini çekiyor. Bir yıldır madencilik girişimlerine karşı hukuki ve eylemsel mücadele yürüten köylüler, bir yandan da bilimsel çalışmalar organize ederek bölgenin korunması için çaba harcıyor.
Günçalı Köyü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin talebiyle İstanbul Üniversitesi Antropoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Güldem Baykal Büyüksaraç tarafından Çal Baba Ormanı ve köyde yapılan saha çalışmasının ardından hazırlanan raporda*, halkın ormanla kurduğu bağın tersine bir antropojenik etki yarattığına işaret edilerek, “Antropojenik etki, yaygın anlamıyla, olumsuz etkilere karşılık gelmektedir. Bu etkiler ormansızlaşma, sanayileşme, kentleşme, kirlilik, doğal kaynakların aşırı tüketimi ve sera gazı emisyonu gibi çeşitli insan eylemlerinin sonucudur. Çal Baba ise bugün tam da insan eliyle ve emeğiyle yaşamaya devam ediyor. Bu olumlu antropojenik etkiyi açıklamak üzere ‘insan katkılı eko-gelişim’ kavramı önerilebilir” görüşüne yer veriliyor.
Orman Alevi İnancının Mihenk Taşı Olmuş
Çal Baba Ormanı’nın, Alevî kültürünün kendini var etmesinin temel koşulu olmuş ritüellere ev sahipliği yapması açısından çok önemli bir kutsal müşterek olduğunu vurgulayan Büyüksaraç, raporunda söz konusu ormanın Alevî yaşantısına özgü bir inanç merkezi olarak tescillenmesinin yerinde olacağını belirterek, Çal Baba ile ilgili gözlemini şu şekilde aktardı: “Aynı mekân, farklı inançlara sahip toplulukların bir araya gelip toplumsal bağlarını güçlendirdiği bir yer olarak da hizmet etmektedir. Alevi-Sünni köyler arası ilişkilerin düzenlenmesine katkı sağladığı ve topluluklar arası kültürel köprü görevi gördüğü rahatlıkla söylenebilir.”
Yöre Halkının Koruma Bilinci Çok Yüksek
Beş gün süren Günçalı Köy araştırma gezisinde, yıllar boyu kutsallığını korumuş, mitik-tarihsel hafıza arşivi niteliğindeki toplam 7 adet kültürel-doğal miras alanının ziyaret edildiğini kaydeden Büyüksaraç, raporunda özetle şu bulgulara yer verdi: “Yöre halkının doğa koruma bilinci, özellikle Çal Baba’ya gösterdikleri ihtimam ve bakım emeği, bu araştırmaya damgasını vuran bir bulgudur. Çal Baba, yerel bir topluluk tarafından korunan bir orman olması özelliğiyle, ekolojik antropolojiye oldukça ilginç bir vaka örneği sunuyor. Burada, çeşitli meşe türleri, sarıçamları, boylu ardıçları, çitlembik ağaçları ve yabani meyve türleri ile ‘kalıntı orman’ olarak nitelendirilebilecek kadim bir ekosistemden söz ediyoruz. Modern düşüncenin ‘bilinç’ olarak nitelendirdiği şey, efsane ve söylencelerle bezeli, derin bir hafızanın ürettiği bir bilme ve Çal Baba söz konusu olduğunda teslim olma halidir. Yöre insanı, Çal Baba’nın sunduğu güzellik ve iyiliklerden onun izin verdiği ölçüde yararlanmaktadır. Ağacının gölgesinde belki uyuyacak, etrafında semah dönecek, dalına çaput bağlayacaktır da o dal rüzgârdan kopup yere düştüğünde alıp sobasında yakmak için onu evine götürmeyecektir.
Orman Her Şeyiyle Korunmalı
Ormanlar biyoçeşitlilik ve ekolojik dengeye katkı, karbon depolama gibi işlevlerle çevresel sürdürülebilirlik açısından kritik bir rol oynar. Çal Baba’da olduğu gibi, yaşayan ağaçlar kadar kendiliğinden yaşamını tamamlayan ağaçlar da orman ekosistemleri açısından büyük önem taşır. Orman ekolojisi alanında yürütülen araştırmalar, ölü ağaçların çeşitli organizmalar için habitat sağladığını, biyolojik çeşitlilik ve karbon döngüsünü desteklediğini, dolayısıyla orman ekosistemlerinin sağlıklı gelişimlerinde belirleyici bir rol oynadığını göstermiştir. Ölü ağaç bilgisi, orman yönetimi ve restorasyon ekolojisine rehberlik edecek niteliktedir. Ölü ağaçların ekosistem bütünlüğünün ve işlevlerinin korunmasındaki öneminin anlaşılması sürdürülebilir orman yönetimi ve koruma çabaları açısından gereklidir. Çal Baba, bir an önce tescillenmesi gereken anıtsal ağaçları kadar devrilerek heybetinden bir şey kaybetmeyen ölü ağaçlarıyla da değerlidir ve her şeyiyle korunmalıdır.”
Köylüler Başvurdu, Kültür Bakanlığı Harekete Geçti
Günçalı köylüleri Çal Baba Ormanı’nın inanç merkezi olarak koruma altına alınması için Kültür ve Turizm Bakanlığı nezdinde girişimde bulundu. Bunun üzerine Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda görevli Halk Kültürü uzmanı sahada yaptığı incelemenin ardından geçtiğimiz ay bir rapor hazırladı. Çal Baba ormanındaki ağaçların her birinin bir aileyi temsil ettiğine ve inançsal açıdan o ailenin evi niteliğinde olduğuna vurgu yapılan uzman raporunda, “Meydanda bulunan büyük ağacın altında taşlarla sınırı belirlenmiş bir daire içerisinde cem ibadeti yapılmakta, bu alanda kurban erkânı yürütülmektedir. Bölge halkı buranın bir açık hava cem evi ve kutsal ziyaret alanı olduğunu belirtmiştir. Bu hususta belirtilen alanın yönetiminin sürdürülebilirliği, tarihsel ve inançsal değerlerin toplum ve çevre arasındaki ilişkinin uzun süreli yaşanmasının sağlanması, bununla birlikte gelecek kuşaklara aktarılabilmesi bakımından önemlidir” denildi.
İnanç Merkezi Olarak Tescil Edilmesi Gerekiyor
Bu raporun ardından ise Kültür ve Turizm Bakanlığı Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı tarafından Tokat Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne bir yazı gönderilerek, Çal Baba Ormanı’nın kamu yararı gözetilerek koruma altına alınması için gerekli iş ve işlemlerin başlatılması istendi. Edinilen bilgiye göre Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu talebi üzerine bölgedeki ilgili kuruluşlar söz konusu alanla ilgili çalışma başlatmak üzere harekete geçti. Günçalı köylüleri ve yöre halkı Çal Baba Ormanının bütüncül olarak korunmasını talep ederken gözler şimdi konuyla ilgili tespit ve tescil çalışmalarını yürütecek kurumlarda.
Orman Halkı Ormanın Madenciliğe Açılmasını İstemiyor
Köylülerin kutsal sayarak yüzlerce yıldır koruduğu Çal Baba Ormanı, meşe türlerinden sarıçama, boylu ardıçtan çitlembik ağaçlarına birçok ağaç türünün yanı sıra yabani meyve türlerini de barındıran bir kalıntı orman niteliğinde. Bu orman, hiçbir yasal koruma statüsü olmadan halk tarafından bugüne kadar korunmuş. Günçalı Köyü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Nuri Güner, Çal Baba Ormanı’nın yöre halkı için büyük bir manevi değer taşıdığının altını çizerek bu alanın inanç merkezi olarak tescil edilmesinin önemli olduğunu söyledi. Ormanın bütüncül olarak korunması gerektiğine işaret eden Güner, tersine göçün başladığı köyde halkın madencilik girişimine karşı olduğunu da sözlerine ekledi.
İnsan Ve Coğrafya Arasında Yazılı Olmayan Kültürel Bağlar
Ormancılık faaliyetlerini kereste üretimine göre değerlendiren anlayışa göre Çal Baba Ormanı ‘bozuk orman’ ya da ‘baltalık’ niteliğinde ve madenciliğe açılmasında bir sakınca görülmüyor. Ülke genelinde birçok verimli ormanda bile madenciliğe izin verilmesi dikkat çekiyor. Oysa çoğu yerde halk için ormanların anlamı sadece harita ve planlardan ibaret değil. Halkın yüzlerce yılda biriktirdiği gelenek, coğrafya ve insan arasında yazılı olmayan kültürel bağlar yaratıyor. Anıtsal nitelikteki ağaçların bulunduğu Çal Baba Ormanı’nda Orman Yüksek Mühendisi Dr. Mehmet Ali Başaran tarafından yapılan çalışmada, yaşları 230 ila 500 arasında değişen çok sayıda ağaç tespit edildi. Boylu ardıç, sarıçam ve meşe ağaçları diğer türlerle birlikte varlığını sürdürüyor.