Dersim’in Çemişgezek İlçesi’nde bulunan, Aliboğazı’ndan doğan, Çemişgezek’e can veren ve birçok yaban hayvanı ile endemik türün yaşam alanı olan Tağar Çayı üzerinde ÇED raporu olmadan Hidroelektrik Santrali (HES) inşaatına başlanmasına tepkiler yükseliyor.
Dersim Dernekleri Federasyonu, İzmir Dersim Dernekleri ve Ege Çevre Platformu üyeleri Tağar Çayı’na yapılmaya başlanan HES projesine dair basın toplantısı gerçekleştirdi. İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi’nde yapılan toplantıya İHD yöneticileri de destek verdi.
Kurumlar adına ortak açıklamayı okuyan Menemen Dersimliler Derneği Başkanı ve DEDEF Yönetim Kurulu Üyesi Gamze Yentür, bölgeye dair ÇED raporu alınmadan kapasite artışı adı altında Tağar Çayı’nın üzerinde inşaat başlatılmasına tepki göstererek, “Bern Sözleşmesine göre koruma altına alınan dağ keçileri başta olmak üzere su samuru dâhil birçok canlıya ev sahipliği yapan Tağar Çayı’nın üzerine yapılan kaçak inşaata son verilmelidir. Sermaye ve onun işbirlikçileri nehirlerimize, ormanlarımıza ve bil cümle yaşam alanlarımıza göz koymuştur. 90’larda köy yakmaları ve boşaltmaları ile bölgemiz mahvedilirken, 2000’li yıllarda ise bölgemiz barajlar ve maden projeleri ile yok edilmeye çalışılıyor” dedi.
“Kutsal Alanlar Sermaye Ve Devlet Eliyle Yok Ediliyor”
Yentür, Dersim’de bulunan akarsuların ülkenin su potansiyelinin yaklaşık üçte birini oluşturduğunu ve bölgede 27 HES/baraj projesinin bulunduğunu hatırlatarak, “Dersim coğrafyasının insanı, gerek inancı gereği, gerekse doğa olan ilişkisi ile Dersim’in doğasını korumuştur. Yapılan projelerinden rant elde edilmesinin yanında bölgenin kendine özgün Kürt- Kızılbaş kimliği de bu projeler eliyle yok edilmektedir. Örneğin; yapılan projeler sonucunda geçtiğimiz yıllarda Gola Çetu (Xızır’ın/Hızır’ın Gölü) sular altında kalmıştır. Dersimlilerin inanç merkezleri adeta doğanın bağrıdır. İnsanlarımız için ziyaretgâhlarımız kutsaldır. Kişilerin gidip ibadet ettiği, kurban kestiği, niyaz dağıttığı yerler genelde akarsu kıyılarında bulunan ziyaretgâh alanlarıdır ve bu alanlar yüzyıllardır herhangi bir el değmeden bugüne getirilmiş olsa da bugün sermaye ve devlet eliyle yok edilmektedir” ifadelerini kullandı.
“Zarar Veren Her Projeye Ayrımsız Karşı Çıkacağız”
Ülkenin dört bir yanında doğaya zarar veren projelere karşı olacaklarını ifade eden Yentür, şöyle devam etti: “Yurdun dört bir yanı yakılıp yıkılıyor tahrip ediliyor ancak bölge illerinde bütün bu ranta ek olarak güvenlik gerekçeleri adı altında bahaneler sunularak tahribat katmerleştiriliyor. Bizler bir kez daha vurguluyoruz, Kaz Dağları’ndan Akbelen’e, Akbelen’den Dersime bütün doğa kardeştir. Yurt genelindeki doğaya zarar veren her projeye karşı ayrımsız karşıyız, karşı çıkacağız. Yaşanabilir sağlıklı ve temiz bir dünya için mücadele edeceğiz.” (PİRHA)