Aimée-Noël Mbiyozo,-Daılıy Maverick
Yayın tarihi: 20 Haziran 2024
Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü yıllardır, Afrikalı mültecilerin sayısının savunulamaz oranlarda arttığı, buna karşın kalıcı çözümlerin ve insani yardımların azalmaya devam ettiği konusunda uyarıda bulunuyor Afrika’daki uzun vadeli krizlerin birçoğu, ciddiyetine bakılmaksızın kronik olarak yetersiz rapor edilmekte, yetersiz finanse edilmekte ve yetersiz ele alınmaktadır. Aşırıcılık, siyasi istikrarsızlık, şiddet ve insani ıstırap ihmal edilerek gelişmektedir. Dünyanın Afrikalı mültecilere karşı sorumluluğu insani iyi niyetin ötesine geçmektedir; barış ve kalkınma buna bağlıdır.
Zorla yerinden edilenlerin yaklaşık %37’si (45,9 milyon) Afrika’da bulunmaktadır ve bunların yaklaşık 8,9 milyonu mülteci, 1,1 milyonu sığınmacı, 35 milyonu IDP ve bir milyonu vatansız kişilerden oluşmaktadır. Sudan’daki çatışma, Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin (KDC) doğusunda yeniden başlayan şiddet olayları ve Somali’de devam eden şiddet ve sel felaketi 2023 yılında yeni kitlesel yerinden edilmelere yol açmış durumda.
UNHCR (BM Mülteciler Yüksek Komiserliği) raporu, yerinden edilmelerin arttığı bir dönemde ‘ilgisizlik ve eylemsizliğe’ karşı uyarıda bulunuyor. Mülteci sayısı arttıkça yetersiz finansman da artıyor. UNHCR’nin 2024 Küresel Çağrısı %55’lik bir eksiklik olduğunu gösteriyor. Finansman yetersizliği, UNHCR’nin operasyonlarını asgari düzeye indirmesi ya da kimlerin yardım alacağını belirlerken diğerlerini kesmesi gerektiği anlamına geliyor.
Afrika’daki mülteciler 1951 Mülteci Sözleşmesi ve 1967 Protokolü ile 1969 Afrika Birliği Örgütü Sözleşmesi tarafından korunmaktadır. Sonuncusu, Mülteci Sözleşmesi’nin kapsamını, dış saldırı, işgal, yabancı hâkimiyeti ve kamu düzenini ciddi şekilde bozan olaylar gibi ayrım gözetmeyen olayları içerecek şekilde genişletmektedir. Prima facie mültecilerin tanımasına izin verir, yani insanların kaçarken bireysel olarak değerlendirilmeleri gerekmez. Her iki sözleşme de, ülkelerin zarar göreceğinden korktukları kişileri sınır dışı etmelerini engelleyen geri göndermeme ilkesini içermekte.
Mülteci Korumaları Azalıyor
Son yıllarda, Mülteci Sözleşmesi’nin kurucuları da dâhil olmak üzere daha zengin ülkeler, artan göçmen karşıtı politikalara yanıt olarak korumaları geri çekiyor, geçiş yollarını kısıtlıyor ve daha az çözümü destekliyor. Bu önlemlerin çoğu Afrikalılara yöneliktir ve onları ciddi şekilde etkilemektedir.
Nisan ayında Birleşik Krallık (İngiltere) sığınmacıları Ruanda’ya gönderebilmek için bir yasa çıkardı. Bu karar, 2023 yılında Yüksek Mahkeme’nin, sığınmacıların güvende ve korunmuş olacaklarına dair güvenceler olmaksızın önerilen anlaşmanın hukuka aykırı olduğuna hükmetmesinin ardından geldi. Ruanda ile yapılan anlaşma, Mülteci Sözleşmesini aşağıladığı gerekçesiyle geniş çapta kınandı.
Fransa, “1945’ten bu yana en baskıcı metin” olan 2024 Fransız Göç Yasası’nı hızlı bir şekilde onayladı. Fransa Anayasa Konseyi yasa yürürlüğe girmeden önce yasanın hükümlerinin neredeyse yarısını sansürledi. Bu ay, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden, günlük varışların 2.500’e ulaşması halinde ABD’nin sınırı kapatmasına ve sığınmacılar da dâhil olmak üzere göçmenleri sınırdan geri göndermesine izin veren bir idari emir yayınladı.
Birçok Afrika ülkesi de korumaları kısıtlıyor. Tunus, Fas ve Moritanya, Avrupa fonlarını kullanarak sığınmacılar da dâhil olmak üzere Afrikalı göçmenleri kamyonlar dolusu zorla çöllere sürmekle suçlanıyor. 2023’ün sonlarında Güney Afrika, 1951 Mülteci Sözleşmesi’nden çekilme ve çekincelerle yeniden kabul etme önerisi de dâhil olmak üzere göç sistemini elden geçirmeyi amaçlayan bir Beyaz Kitap yayınladı.
En Çok İhmal Edilen Krizler Listesi
Norveç Mülteci Konseyi (NRC) 3 Haziran’da en çok ihmal edilen yerinden edilme krizlerine ilişkin yıllık listesini yayınladı. İlk 10’da yer alan ülkelerden dokuzu Sahel bölgesinde veya bu bölgeye yakın bitişik Afrika ülkeleridir. Yerinden edilme, krizden etkilenen diğer devletlerin içinde ya da bu devletlere doğru gerçekleşmektedir. Rapor, dünyanın uzun süreli yerinden edilme krizlerini görmezden gelmeyi normalleştirdiğinin altını çizdi. Sıralamalar medyanın ilgisi, finansman, siyasi ve diplomatik çabalar ile ihtiyaç sahibi insan sayısına göre yapılmaktadır.
NRC raporu Burkina Faso’yu, 2023 yılında 707.000 yeni yerinden edilme dâhil olmak üzere iki milyon yerinden edilmiş kişi ve 36.000 mülteci ile ikinci yıldır en çok ihmal edilen yerinden edilme krizi olarak sıralıyor. Savaşan taraflar, iki milyon insanı 39 kasabaya hapseden ve sivillerin yardım ve bilgiye erişimini kesen ablukalar oluşturuyor.
Rapor, yıllar süren ihmalin sonuçlarına bir örnek olarak Sudan’ı gösteriyor. Günümüzün en akut acil durumlarından biri olan Sudan’da, 7,26 milyonu Sudan ordusu ile Hızlı Destek Güçleri arasında savaşın patlak verdiği Nisan 2023’ten bu yana olmak üzere 10 milyondan fazla insan yerinden edilmiş durumda. İşkence, cinsel şiddet ve etnik temizlik de dâhil olmak üzere kitlesel zulümler belgelenmiştir. Sudan halkının %25’inden fazlası kaçmak zorunda kalmıştır; yarısından fazlası çocuk. Yakın tarihin en kötü insani felaketi haline gelen bu durum nedeniyle 18 milyon insan açlık çekmekte. Yaklaşık iki milyon kişi komşu Çad ve Güney Sudan’a kaçtı.
İnsani Gelişme Endeksi’ne göre 193 ülke arasında 189. sırada yer alan Çad, en büyük yerinden etme operasyonlarından biri haline gelirken cömert bir açık sınır politikası sürdürdü. Nisan 2023’ten bu yana gelen 550.000 Sudanlının yanı sıra Nijerya, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Kamerun’dan kaçan mülteciler de dâhil olmak üzere 1,3 milyon mülteciye ev sahipliği yapmaktadır. Mültecilerin %90’ı kadındır; %77’si refakatsiz çocuklarla birlikte gelmektedir.
UNHCR, finansman sıkıntısı nedeniyle yeni gelenlere öncelik vermek için biyometrik doğrulama ve koruma değerlendirmelerini askıya almak zorunda kalmıştır. Aralık 2023’te Dünya Gıda Programı mültecilere yönelik tayınları kesmiş ve hükümet, Darfur sınırı boyunca yardım dağıtımını askıya almak da dâhil olmak üzere gıda güvenliği için olağanüstü hal ilan etmiştir.
Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde yetersiz finansman, insan hakları ihlallerini belgeleyen koruma gözlemcilerinin sayısında %79’luk bir azalmaya neden oldu. Uganda operasyonu 2022’den bu yana sağlık hizmetlerini ve kadınlara yönelik hijyen kitlerini durdurdu. Güney Sudan’da selden korunma kitleri ve drenaj sistemlerinin iyileştirilmesi iptal edildi.
Sınırlı Seçenekler
Mültecilerin kalıcı çözümler için üç seçeneği var: evlerine dönmek, ev sahibi toplumlara uyum sağlamak veya üçüncü ülkelere yerleşmek. Birçok durumda geri dönüş mümkün olmamakta, geriye sadece entegrasyon veya yeniden yerleştirme kalıyor.
2023 yılında 158.700 mülteciye üçüncü ülkelere yerleştirme teklifi yapıldı; bu rakam 2022 yılına göre önemli bir artış olmakla birlikte toplam mülteci nüfusunun %1’inden az. Yeniden yerleştirme, yaşlılar, çocuklar, hastalar veya engelliler ya da şiddet veya istismar mağdurları gibi en hassas durumdaki kişiler için ayrılmıştır. UNHCR 2025 yılında 2.9 milyon mültecinin yeniden yerleştirmeye ihtiyaç duyacağını tahmin etmekte.
Kenya şu anda, çoğu 1991 yılında Somali’den gelen 700.000 mülteciye ev sahipliği yapıyor. Yıllarca yardıma bağımlı kaldıktan ve yerel halkın artan hayal kırıklığından sonra Kenya, 2021 Mülteci Yasasını yürürlüğe koydu. Yasa, mültecilerin Kenya’ya gelmesine neden olan çatışmaların uzun süreli niteliğini kabul etmektedir. Yasa uygulandığında, mültecilerin kamp dışında yaşama, çalışma ve finansal hizmetlere erişim haklarını genişleterek sosyo-ekonomik olarak entegre olmalarına yardımcı olacaktır. Mültecilere ev sahipliği yapan diğer ülkeler de benzer yaklaşımları değerlendirmelidir.
Kıdemli Araştırma Danışmanı, Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü (ISS) Pretoria.