Sohum sokaklarında, tarihin ağırlığı hissedilirken halk, Rusya’ya imtiyazlar tanıyan bir yasa tasarısına karşı ayaklandı. Egemenliğini koruma kararlılığıyla hareket eden Abhazyalılar, parlamentoyu kuşatarak yasayı geri çektirdi. Ancak bu yalnızca bir yasa tasarısının geri çekilmesi değil; ekonomik bağımlılığın ve siyasi müdahalelerin reddi için bir direnişti.
Halkın İsyanı: Parlamento Kuşatması ve İstifa Çağrıları
Abhazya Cumhuriyeti Parlamentosu’nda, Rus yatırım projelerinin ülke genelinde uygulanmasına yönelik anlaşmanın oylanacağı gün, halk başkent Sohum’da toplandı. Öfkeli kalabalık, demir parmaklıkları yıkarak parlamentoya ilerledi. Güvenlik güçlerinin müdahalesine rağmen protestocular, binayı ele geçirdi. Tarihte ilk kez Abhazya halkına biber gazı kullanıldı; ancak bu, kitleleri durdurmaya yetmedi.
Protestocular yalnızca yasanın iptalini değil, Cumhurbaşkanı Aslan Bzhania’nın istifasını da talep etti. Halkın kararlılığı karşısında Bzhania, tasarının geri çekileceğini duyurdu, ancak bu adım istifa çağrılarını dindirmedi. Bazı iddialara göre Bzhania, İçişleri Bakanlığı binasına sığındı.
Egemenlik ve Ekonomik Bağımlılık Arasında Sıkışmış Bir Halk
Rusya’nın, Abhazya’daki ekonomik etkisi uzun süredir tartışmalı bir konu. 2008’de Rusya tarafından tanınan ve ekonomik yardım alan Abhazya, Moskova’nın hem finansal hem de siyasi baskısı altında. Ancak halk, Rusya’nın ekonomik destek karşılığında dayattığı imtiyazları, ülkenin bağımsızlığına bir tehdit olarak görüyor.
“Yatırım Anlaşması” adı altında getirilen yasa tasarısı, Rusya’ya geniş ekonomik ayrıcalıklar tanıyordu. Bu kapsamda, Rus sermayesi arazi tahsisi, vergi muafiyetleri ve çevresel düzenlemelerden muafiyet gibi avantajlar elde edecekti. Yerel iş gücünün devre dışı bırakılması da halk arasında ciddi tepkiye yol açtı. Ekonomik olarak küçücük bir ülke olan Abhazya’nın, bu tür bir düzenleme karşısında tamamen dışa bağımlı hale gelme riski, muhalefetin en büyük argümanlarından biri oldu.
Tarih ve Hafıza: Bir Bağımsızlık Savaşının Mirası
Abhazya, 1992-1993 yıllarındaki bağımsızlık savaşıyla ağır bedeller ödeyerek özgürlüğünü kazanmış bir ülke. Sovyetler sonrası dönemde Gürcistan’dan ayrılarak bağımsızlığını ilan eden Abhazya, halen uluslararası alanda kısıtlı bir tanınırlığa sahip. Bu tarihsel mücadele, halkın hafızasında tazeliğini koruyor. Parlamento önündeki protestolarda, Abhazya’nın kurucu lideri Vladislav Ardzınba’nın konuşmalarının yayınlanması, bu hafızayı yeniden canlandırdı. Halk, bir kez daha kendi kaderini tayin hakkını savunmak için ayağa kalktı.
Rusya’nın Tavrı ve Bölgesel Yansımalar
Moskova, gelişmeleri “endişeyle” izlediğini açıklarken, protestoları yasadışı olarak niteledi. Rusya Dışişleri Bakanlığı, vatandaşlarına Abhazya’ya seyahat etmemeleri konusunda uyarıda bulundu. Ancak Abhazya’da yaşananlar, yalnızca Moskova ile Sohum arasındaki ilişkiyi değil, bölgede Rus etkisine karşı direnci de şekillendiriyor.
Ne Anlama Geliyor?
Abhazya halkının isyanı, yalnızca bir yasa tasarısına karşı çıkış değil, aynı zamanda ülkenin geleceğine dair bir tartışma. Ekonomik bağımlılık mı, yoksa bağımsızlık mücadelesinin devamı mı? Moskova’nın dayattığı düzenlemelere karşı halkın sokaklara dökülmesi, Abhazya’nın kendi kaderini tayin mücadelesinde yeni bir döneme işaret ediyor.
Egemenlik, yalnızca siyasi sınırlarla değil, ekonomik ve toplumsal özerklikle de belirlenir. Abhazya halkının direnişi, bu gerçeği bir kez daha gözler önüne serdi. Bu direnişin sonucu, yalnızca Abhazya’yı değil, Kafkasya’daki dengeleri de etkileyecek.
Abhazya İçin Bir Yol Ayrımı
Parlamentonun kuşatılması, yalnızca anlık bir tepki değil, uzun süredir biriken öfkenin patlamasıydı. Rusya’ya bağımlılığı derinleştirecek adımlara karşı çıkan halk, kendi kaderini tayin hakkını savunma kararlılığını bir kez daha ortaya koydu. Bu, yalnızca Abhazya için değil, benzer durumlarla karşı karşıya olan tüm halklar için bir umut ışığı olabilir: Egemenlik, halkın iradesiyle şekillenir.
Kafkasya’nın küçük, ama direngen bu toplumu, dünyanın bir kez daha gözünü çevirdiği bir mücadele sahnesi haline geldi. Halkın bu mücadelesi, yalnızca bugünü değil, Abhazya’nın yarınını da şekillendirecek.