Kamuoyunda Kürt sorunu olarak bilinen ancak gerçekte Kürtlerin eşit ve özgür yaşama mücadelesi ya da çabası olan süreç nerede ise 40 yılı buldu. Bu sürecin en hüzünlü boyutu ise yakınlarını kaybeden aileler. Cumartesi Anneleri olarak bilinen aileler 30 yıldır yakınlarını arıyor. Türkiye’nin en karanlık dönemlerinden olan 90’lı yıllarda gözaltına alınıp bir daha kendisinden haber alınamayanların aileleri, yıllardır kayıplarını arıyor. Kürt sorununun şiddetle çözme eğilimin baş gösterdiği 90’lı yıllarda toplu katliamlar, kaçırılarak kaybettirme ya da gözaltında kaybettirilenlerin akıbeti ise yakınları tarafından sürekli yetkililere soruluyor, ancak tüm sorular yanıtsız bırakılıyor. . Kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği 1995’ten beri “Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası” kapsamında kayıplar için çeşitli anlamalar düzenleyip akıbetini soruyor.
Kızı 30 yıldır Babasının Akıbetini Soruyor
Faili meçhullerin ve gözaltında kayıpların başladığı dönemde gözaltına alınıp bir daha kendisinden haber alınmayanlardan biri de Mehmet Can Ayşin. Ayşin, 7 Mayıs 1994’te Amed’in Licê’nin Mizagê köyünde ailesi ve köylülerinin gözü önünde gözaltına alındı ve bir daha kendisinden haber alınmadı. Kendisi henüz 24 yaşındayken gözaltına alınan babasının akıbetini soran Ayşin’in kızı Aynur Ayşin (54), 30 yıldır babasının akıbetini soruyor. “Yaşadığım sürece aramayı bırakmayacağım” diyen Aynur Ayşin, her hafta kayıp yakınlarıyla birlikte “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eyleminde babasının akıbetini soruyor. Ayşin, “Hiç olmazsa kemiklerini bize versinler. Nerede öldüğünü bize söylemelerini istiyoruz. Akıbetini sorduğumuzda bilmediklerini söylüyorlar gerçekleri kabullenmiyorlar. Artık yeter, 30 yıl geçti, gerçekleri kabul etsinler. Onlar kabul etmese de biz davamızı bırakmayız” dedi. Aynur Ayşin, babasına sağ olarak kavuşma umudunu taşıdığını belirterek, sivil toplum örgütleri, siyasi partiler ve kamuoyundan yaşadıkları acıların dindirilmesi için harekette geçmesini istedi.
‘7’den 70’e Tüm Köylüleri Gözaltına Aldılar’
O günün tanıklarından biri de Ferman Ayşin. Amcası Mehmet Can Ayşin gözaltına alındığı gün, köylerinin basıldığını 7’den 70’e tüm köylülerin gözaltına alındığını Ferman Ayşin, “Kimi 3, kimi 4, kimi 5 gün gözaltında kaldı. 43 kişi ise bir hafta gözaltında kaldı. O zaman 2 kişi bırakıldı Mehmet Can Ayşin bırakılmadı. Karakol ve taburlara gidip sorduk, maalesef bulamadık. 30 yıldır başvurmadığımız yer kalmadı, fakat herhangi bir sonuç alamadık. O dönem binlerce insan kaybedip infaz ettiler” ifadelerini kullandı.
Demek ki Kendi Yasanıza Bile Güvenmiyorsunuz
Kürtlerin zorla kaybettirilmesini “Bölgenin hangi dağına taşına baksanız Kürtlerin kemiklerinin izi vardır” sözleriyle anlatan Ferman Ayşin, “Bu nasıl bir şeydir? İnsanlar alınıp yargısız infaz ediliyor. Mademki hukukunuz var ve hukukunuza güveniyorsunuz neden bu insanları hukuka teslim etmiyorsunuz ve infaz ediyorsunuz? Demek ki hukukunuz yok. Demek ki kendiniz yasalarınıza güvenmiyorsunuz” diye konuştu.
Kemiklerinden mi Korkuyorlar?
Kayıplarının kemiklerinin ailelerine verilmesini isteyen Ayşin, “Mezarlarını yapalım, Fatiha okuyalım. Ölülerden de mi korkuyorlar, kemiklerden de mi korkuyorlar? Bu nasıl bir zulümdür, nereye kadar sürecek? Böyle olur mu, nerede insan hakları? Eğer insan hakları varsa neden bunları yaşıyoruz? Bu konu üzerinde durulmuyor. Aslında kayıtlarda vardır. Kimin nerede infaz edildiği belli, ama devlet bize mezarı da çok görüyor, daha ne söylenebilir ki. Duyarlı olanlar, merhametli olanlar, bu zulme karşı durmalı. Devletten ve siyasetçilerden bu konuda harekete geçmelerini istiyoruz. Hukuki süreç işlesin hakikatler açığa çıkarılsın” şeklinde konuştu.
“Benim Davam Hükümetlerle”
Gözaltında binlerce kişiden biri de 18 yaşındaki Mehmet Şirin Bayram. Bayram,1996 Kasım’ında misafir olarak gittiği Amed’in Pasûr (Kulp) ilçesi Bîra Zeyna köyündeki akrabası Ramazan Tekin’in evinde gözaltına alındı. Asker ve korucuların ev baskınlarında gözaltına alınan Bayram’dan bir daha haber alınamadı. 28 yıldır oğlunu arayan Remziye Bayram, en azından oğlunun kemiklerinin kavuşmayı istiyor. “Bugün benim davam hükümetle” diyen Bayram, “Şirin kaybedildiğinde o zaman hükümetin başında Tansu Çiller vardı ve Süleyman Demirel vardı. Kaç tane hükümet değişmişse de dosyası değişmedi. Herkes elini vicdanına katsın. Kimse çıkıp evlatlarının kemiklerini isteyemez, ama biz istiyoruz, bir mezarlığımız olsun, evlatlarımızın mezarlığını ziyaret edelim istiyoruz” diye belirtti.
Zalimlerin Zulmü Sonunda Dönüp Dolaşıp Kendilerini Bulur
Cumartesi Anneleri’ne yönelik baskıları da hatırlatan Bayram, şunları söyledi: “Sonuç alacağımızı biliyoruz. Evlatlarımızın kemiklerini alacağız, ama onların sonu ne olur bilemem. Zalimlerin zulmü sonunda dönüp dolaşıp kendilerini bulur. Çok uzak değil, birkaç gün önce İran Cumhurbaşkanı 4 gencin idam kararını verdi. 24 saat geçmeden o da öldü, kendi yaptığı zulüm onu buldu. Zindanda hasta tutsaklar, açlık grevine girenler, kendini tecride alanlar var. Evlatlarımız nerede? Kimi kayıp, kimi zindanda, kimi bu zulümden dolayı alıp başını gitti. Buradan hükümete sesleniyorum, artık yeter! Sadece bu hafta değil, ömür boyu bize acı yaşatıyorlar. 12 ayda bir bu hafta kayıp haftası ama bizim için diğer günlerden ve haftalardan farklı değil. Bu zulüm son bulsun.“ (MA)