1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Türkiye’nin birçok ilinde miting, yürüyüş ve basın açıklamaları düzenlendi, barış talebi dile getirildi. Yapılan açıklamalarda “Dünyada ve ülkemizde barış gerçekleşinceye kadar mücadeleye devam edeceğiz” denildi. Eylem ve etkinliklerden öne çıkanlar şöyle:
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Konak Cumhuriyet Meydanı’nda barış mitingi düzenledi. Mitingde sıklıkla “Savaşa hayır, barış hemen şimdi”, “Yaşasın barış”, “Biji aşiti” ve “Yaşasın halkların eşitliği” sloganları atıldı.
Evrensel gazetesinin bildirdiğine göre Kurumlar adına ortak basın açıklamasını İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz okudu. Yılmaz, Gezi tutsaklarına, siyasi tutsaklara, Tahir Elçi’ye, 10 Ekim’de ve özgürlük, barış ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitiren yurttaşlara selam göndererek sözlerine başladı.
“Savaşların ve çatışmaların sürdüğü bir dünyada soluk almaya çalışıyoruz” diyen Sefa Yılmaz, “Barışın sağlanamaması ve sürdürülen savaşlar, yaşam hakkı başta olmak üzere, medeni ve siyasi haklar kadar, ekonomik, sosyal ve kültürel hakların ihlal edildiği, özgürlüklerin yok sayıldığı süreçleri de beraberinde getirmektedir” diye ekledi.
Emperyalist saldırganlık ve savaşlar sebebiyle ülkemize gelen göçmen emekçilerin, burjuvazi tarafından azgın bir sömürüye tabi tutulduğunu, hiçbir sosyal ve sendikal hakka sahip olmadıklarını ve şovenist baskılara maruz kaldıklarını söyleyen Yılmaz, “Hem de işçi sınıfına karşı bir kalkan olarak kullanılmak istenmekteler” dedi.
Modern Çağın En Acımasız Sivil Katliamlarından Biri Yaşanıyor
Yılmaz, “İsrail’in çatışma ve savaş haline ilişkin, sivillerin yaşam hakkını koruyan tüm uluslararası kuralların ihlal ettiği, modern çağın en büyük, en acımasız sivil katliamlarından biri yaşanıyor. Gazze’ye yönelik saldırılarda bugüne kadar 40 bini aşkın sayıda sivil yaşamını yitirdi, binlercesi yaralandı, sakat kaldı. On yıllardır kan ve gözyaşının hâkim olduğu Filistin’de yaşanan bu vahşetin sorumlusu İsrail devleti olduğu kadar, bu kural tanımazlığa karşı sessiz kalan ve uluslararası mekanizmaları harekete geçirmeyen devletler ve uluslararası örgütlerdir” şeklinde konuştu.
Militarizmin aşılanmasıyla, ırkçılık ve milliyetçilik yükseliyor
Ülkemizde 40 yıldır yaşanan çatışmalı sürece de değinen Yılmaz, “Devam eden çatışma ortamı, Türkiye Devleti’nin sınırlarını korumak için ‘önleyici tedbir’ gerekçesiyle Suriye’de ve Irak’ta asker bulundurması ve bir kısım yabancı ülke toprağını kontrol etmesiyle devam etmektedir. Çatışma ortamı bahane edilerek, özgürlükler-güvenlik ikileminde, hak ve özgürlüklerin kullanımına getirilen kısıtlamalar, toplumsal barışı da imkânsız kılıyor. Militarizmin aşılandığı bu süreçte, ırkçılık ve milliyetçilik yükseliyor, ayrımcılık ve ötekileştirme politikaları ile toplumsal ilişkilerde hiyerarşi ve itaat dayatması yaratılıyor, halkların kardeşçe ve barış içinde bir arada yaşama umudu engelleniyor. İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri olarak, tüm dünyada ve ülkemizde barış gerçekleşinceye kadar mücadeleye devam edeceğiz” dedi.
Denizli’de Savaşa Karşı Barış İçin Mücadele Çağrısı Yapıldı
Denizli Emek ve Demokrasi Platformu, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Candoğan Parkı’nda gerçekleştirdiği basın açıklamasıyla savaşa karşı barış için mücadele çağrısı yaptı.
Basın açıklamasına Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu da katıldı. Basın açıklamasını platform adına Eğitim Sen Denizli Şube Yürütme Kurulu üyesi Esma Aydın okudu. Açıklamada “Savaşa değil emekçiye bütçe”, ‘Yaşasın barış, biji aşiti”, “Savaşa değil eğitime bütçe” sloganları atıldı.
Açıklamayı okuyan Esma Aydın, yerel seçim sonrası güç kaybeden AKP-MHP bloğunun savaş politikalarını kurumsallaştırmaya çalıştığını söyledi. AKP’nin hukuksuzluklarla, gerici kuşatmayla var olmaya çalıştığını belirten Aydın, “Diğer yandan grev yapan işçinin, birçok şehirde traktörüyle eylem yaparak sesini duyurmaya çalışan çiftçinin, hayvan katliamını önlemeye çalışan hayvanseverlerin, meslek onurlarına sahip çıkan eğitim emekçilerinin, tacize ve şiddete karşı eşitlik ve özgürlük mücadelesi yürüten kadınların, açlık sınırının çok altında bir maaşa mahkûm edilen emeklilerin, ağacına, suyuna, ormanına, toprağına sahip çıkan çevreci yaşam savunucularının taleplerini karşılamak yerine karşılarına güvenlik güçlerini dikiyor” ifadelerini kullandı.
Hatay: İnsan Haklarına Dayalı Barışçıl Politikaları Uygulamaya Çağırıyoruz
1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Antakya Emek ve Demokrasi Platformu, barış taleplerini yineledi, “Topluma dayatılan tekçilik, ırkçılık, türcülük, milliyetçilik, ötekileştirmenin ve nefret dilinin son bulması için iktidarı insan haklarına dayalı barışçıl politikaları uygulamaya çağırıyoruz” çağrısında bulundu.
Antakya’da Sevsen-Nevzat Şahin Ortaokulu karşısında yapılan eylemde açıklamayı İHD Hatay Şubesi Eş Başkan Mürsel Tonguç Salmanoğlu okudu. Salmanoğlu, insan hakları savunucuları olarak son yıllarda herkesin yaşamını doğrudan etkileyen çatışma ortamına karşı barışçıl çözümler ve taleplerde bulunmalarına rağmen, siyasi iktidarın çözümsüzlükteki tavrını devam ettirdiğini vurguladı. Salmanoğlu, Kürt sivil siyasetçilerin, insan hakları savunucularının, gazetecilerin, sanatçıların birçok insanın sadece devletten farklı düşündükleri için ya cezaevlerinde tutulduğunu ya da iltica etmek zorunda kaldığını hatırlattı.
İnsan hakları savunucuları olarak 1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle bir kez daha barış taleplerini dile getirdiklerini söyleyen Salmanoğlu, “Topluma dayatılan tekçilik, ırkçılık, türcülük, milliyetçilik, ötekileştirmenin ve nefret dilinin son bulması için iktidarı insan haklarına dayalı barışçıl politikaları uygulamaya ve Türkiye’nin toplumsal barışına uyguladığı tecrit politikasından vazgeçmeye çağırıyoruz. İnsan hakları savunucuları olarak barışın tesis edileceği ana kadar mücadele etmeye devam edeceğimizi tüm kamuoyuna duyuruyoruz” dedi.